İmparatorluğun Kısa Tarihi – Bölüm I

Çeviren: Uğur Serttaş

Düzenleme: Mehmet Güder

Tiber Septim’in hükümdarlığından önce tüm Tamriel kargaşa içindeydi. Şair Tracizis devamlı huzursuzluk zamanını “kan ve nefretin gece ve gündüzü” diye adlandırdı. Krallar adi birer zorba idiler ve Tiber’in ülkeye düzen getirme girişimlerine karşı geldiler.

Ahlaksız oldukları kadar düzenden de yoksundular. 2.çağ 896.yılda Septim’in güçlü eli Tamriel’e barışı getirdi. Ertesi yıl, İmparator yeni bir çağın başlangıcını ilan etti, böylelikle Üçüncü Çağ başladı; Hiçlik Yılı

Otuz Sekiz yıl boyunca, İmparator Tiber mutlak güç oldu. Adaletin köleden hükümdara, herkes için geçerli sayıldığı, adil, dindar, görkemli bir devirdi. Tiber’in ölümü üzerine, iki hafta boyunca yağmur yağdı sanki; Tamriel bile ağlıyordu.

İmparator’un torunu Pelagius tahta çıktı. Hükümdarlığı kısa da olsa, babası gibi güçlü ve kararlıydı ve Tamriel Altın Çağ’ın devamının tadını çıkarabildi. Yazık ki, Septim Ailesi’nin bilinmeyen bir düşmanı, I. Pelagius’u İmparatorluk Şehri’ndeki Tek Tanrı Tapınağı’nda dua ettiği sırada öldürmek için katillerden oluşan uğursuz bir örgütü kiraladı; Karanlık Kardeşliği. I.Pelagius ‘un saltanatı üç yıldan az sürdü.

Pelagius’un çocuğu olmadığı için İmparatorluk tahtı birinci kuzenine, Tiber’in kardeşi Agnorith’in kızına geçti. Kintyra, eski Silvenar Kraliçesi, tahta I.Kintyra olarak geçti. Onun saltanatı zenginlik ve iyi hasat ile kutsanmıştı. Kendisi de sanat, müzik ve dansın coşkulu bir azizesiydi.

Ölümünden sonra Kintyra’nın oğlu tahta geçti, ilk imparatorlara özgü isim kullanan ilk Tamriel İmparatoru, Uriel. I. Uriel, Septim Hanedanı’nın en önemli ıslahatçısı ve bağımsız örgüt ve loncaların destekçisiydi. Onun iyi niyetli ve dayanıklı eli altında, Savaşçı Loncası ve Büyücü Loncası bütün Tamriel’de ün kazandı. Oğlu ve varisi Uriel II, babası Uriel I’in 3.Çag 64’te ölümünden, Pelagius II’nin 3.Ç 82’de tahta çıkmasına kadar 18 yıl hüküm sürdü. Trajik bir şekilde, Uriel II’nin saltanatı süresince afetler, salgın hastalıklar ve ayaklanmalar gibi talihsizliklerle uğraştı. Babasından miras kalan duyarlılık, Tamriel’e düzgün hizmet edemedi ve çok az adalet sağlandı.

II. Pelagius’a babasından sadece taht değil, ülkenin zayıflayan ekonomisi ve adil yönetiminden doğan borcu da miras kaldı. Pelagius, Kadim Konseyi dağıttı ve sadece büyük miktarda paralar ödemeye razı olanların kalmasına izin verdi. Hizmetindeki krallıkların da benzer politikaları izlemesini sağladı ve 17 yıllık saltanatının sonunda Tamriel tekrar zenginliğine kavuştu. Buna rağmen muhalifler, akılda üstün ama parada zayıf olan tüm danışmanların Pelagius tarafından yerinden edildiğini belirtti. Bu, oğlu Antiochus’un İmparator olduğunda karşılaştığı bazı sorunlara sebep olmuş olabilir.

Antiochus genelde mütevazi olan Septim Ailesi’nin en göze çarpan üyelerinden biriydi hiç şüphesiz. Birçok metresi ve bir o kadar da karısı oldu. Ayrıca esprili kişiliği ve ihtişamlı giyimiyle de ünlüydü. Fakat ne yazık ki büyük babası Uriel II’nin zamanındaki iç karışıklıkları bile geride bırakacak sorunlarla karşılaştı. 3.Ç 110’da, Antiochus’un tahta çıkışından on iki yıl sonra, Ada Savaşı, az kalsın Yaztutan eyaletini Tamriel’den ayıracaktı. Yaztutan Adasının Müttefik Kralları ve Antiochus birleşerek, alışılmadık bir fırtınanın yardımıyla Pyandonea Ada-Krallığı’nın hükümdarı Orghum’u yendiler. Efsane, Artaeum Adası’nın Psijic Tarikatı ve arkasındaki sihirli fırtınasına verir övgüyü.

Babası Antiochus’un tahtının varisi Kintyra II’nin hikayesi muhakkak ki İmparatorluk tarihindeki en kederli hikayelerden biridir. Issızkent Kraliçesi Potema’nin oğlu Uriel, birinci kuzeni Kintyra’yı gayri meşru olmakla suçladı, babasının döneminde imparatorluk Şehri’ndeki rezil çöküşü ima ederek. Bu suçlamalar onun taç giyme törenini durdurmakta başarısız olunca Uriel, Ulu Kaya, Skyrim ve Rüzgartepe’den birkaç hoşnutsuz kralın desteğini alarak, Kraliçe Potema’nın da yardımıyla, Septim İmparatorluğu’na üç saldırı düzenledi.

İlk saldırı Ulu Kaya ve Balyozyurt’u ayıran Kalça Körfezi bölgesinde gerçekleşti. Kintyra’nın mahiyeti katledildi ve imparatoriçe esir alındı. İki yıl boyunca Kintyra II, hücresinde gizemli bir şekilde öldürülmeden önce, Glenpoint veya Glenmoril’deki bir İmparatorluk hapishanesinde güçsüz düştü. İkinci saldırı, Rüzgartepe Adaları’nın kıyıları üzerindeki İmparatorluk garnizonlarına yapıldı. İmparatoriçenin kocası Kontin Arynx Kaleleri’ni savunurken öldü. Üçüncü ve son saldırı, Kadim Konsey’in Ulu Kaya’nın batısı ve Rüzgartepe’nin doğusuna saldırmak için orduyu ayırması üzerine, imparatorluk Şehri’nin kuşatılmasıydı. Zayıflamış hükümet, Uriel’in kararlı saldırganlığı karşısında kendini çok az savunabildi ve on beş günlük direnişin ardından teslim oldu. Uriel o gece tahtı zapt edip, 3.Ç 121 yılında kendini Tamriel İmparatoru Uriel III ilan etti. Böylece ikinci bölümde açıklanan Kızıl Elmas Savaşı başladı.

Share :