Markarth Ayısı: Ulfric Fırtınapelerin’nin Suçları

Çeviren: Ahmet Sait Akten

Ulfric Fırtınapelerin, Yeminlilerin başlattığı ayaklanmanın bastırılmasındaki rolünden dolayı pek çok insan tarafından bir kahraman olarak kabul ediliyor. İmparatorluk Skyrim’di kaderine terk ettiği zaman Enginyurt yerlileri isyan başlattılar (hiç şüphesiz kuzeylilerin kötü muamelesi yüzünden),Ulfric Fırtınapelerin ve onun milis güçleri ‘kendi’ topraklarını yeminlilerden geri almak için oradaydı. Onca meydan okuma ve şairlerin yazdıkları kahramansı hikayelerden ötürü Ulfric’in kurnazlığıyla, liderliğiyle ve attığı adımlardaki kararlılığıyla Tiber Septim’e denk, iri yarı dev gibi bir adam olduğunu düşünebilirsiniz.

Ama gerçek çok daha farklı. Evet, 4.çağ 174-176 yılları arasında yeminliler, Skyrim’da yer alan bağımsız bir krallık olarak Enginyurt üzerinde hakimiyet kurdular. Evet İmparatorluk Aldmeri hükümdarlığı güçleri tarafından kuşatılmış ve düzeni yeniden kurmak için birliklerini gönderemeyecek durumdayken bu bir başarıydı. Ve evet, Ulfric Fırtınapelerin isyanı İmparatorluk desteği olmadan bastırdı. Bu genel itibariyle doğru kabul edilebilir ama şairlerin hikayelerinde atladıkları bir nokta var. Yeminliler krallığı, yönetimde oldukları 2 yıl boyunca oldukça huzurlu bir yerdi.

Kuzeyli toprak sahiplerine karşı bir takım suçlar işlenmiştir, doğrudur. (genelde yerli işçilere karşı kötü muamelede bulunmakla suçlananlara karşı) ama genel itibariyle Yeminliler topraklarını gayet iyi yönettiler ve İmparatorluk tarafından resmen tanınabilmek için görüşme tekliflerinde bulundular.

Büyük Savaş’ın akabinde İmparatorluk’un elinde ne kadar birikmiş mesele olduğunu tahmin edebilirsiniz. Yeminlilerle yapılan barış görüşmeleri bir sonuca ulaşmadan önce Ulfric Fırtınapelerin komutasındaki milis güçleri Yeminlilerin ana merkezi olan Markarth’ı kuşattı. Savaş alanında yaşananlar sadece savaştan ibaretti ama savaş sonrası yaşananlar savaş suçundan başka bir şey değildi.

Yeminlilerle birlikte çalışmış ne kadar resmi görevli varsa teslim oldukları halde kılıçtan geçirildi. Yerli kadınlara şehirden kaçmış ya da enginyurt tepelerinde bulunan Yeminli savaşcıların isimlerini vermeleri için işkenceler yapıldı. Şehrin giriş kapısı kırıldığında Ulfric ve onun adamlarının yanında savaşmamış herkes şehirde yaşayan Yeminli ya da Kuzeyli fark etmeksizin infaz edildi. ‘Ya bizimlesin ya da Skyrim’dın düşmanısın’ bütün dükkan sahiplerinin, çiftçilerin, yaşlıların ve onun yanında savaşmamış olan eli silah tutabilen tüm çocukların öldürülmesini emrederken Ulfric’in ağzından çıkan sözlerdi bunlar.

Durumdan memnun olan İmparator Ulfric’in zaferini kabul edip Enginyurtta düzeni yeniden kurmak için askerlerini gönderince imparatorluk Lejyonu daha şehre girmeden Talosa özgürce ibadet etmeye izin verileceği öngörülüyordu. Markarth sokaklarında yayılan kargaşa ve her geçen gün artan ölü sayısı haberleri İmparatora Ulfric ve adamlarına diledikleri gibi ibadet etme izni vermekten başka bir çare bırakmadı.

Bizler Talosun sadece bir insan olduğunu ve bir tanrı olamayacağını savunan elf inancını benimseyen Aldmeri Hükümdarlığıyla yapılan Ak Altın antlaşmasını hiçe sayarak onların Talosa ibadet etmelerine izin verdik. İmparatorluğun Çok sayıda insanın büyük savaş esnasında uğruna hayatlarını feda ettikleri antlaşmayı riske atması bir hataydı. Ama soruyorum size başka ne seçenekleri vardı? Markarth ayısı Ulfric Fırtınapelerin’ye karşı, ‘hayır’ kelimesi bir cevap değildir.

Share :